Ekonomik anlamda üretim çeşitli
faktörlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkar. Bu faktörleri; emek, sermaye,
doğal kaynaklar, girişimci şeklinde sıralayabiliriz. Hatta modern görüşe göre
beşeri sermaye ve kurumsal yapı gibi yeni faktörleri de ekleyebiliriz. İşgücü
en temel üretim faktörüdür. İşgücünün tümü üretimde ise tam istihdam, işgücünün
bir bölümü üretimde değilse eksik istihdam vardır. Hemen her ekonomide doğal bir işsizlik oranı
vardır. Bu oran zaman zaman düşürülse de kalıcı olmaz. Fakat doğal işsizliğin
üzerindeki her işsizlik, üretim faktörlerinin birinden yani işgücünden yararlanamama
anlamına gelir. Hele ki dinamik nüfusu fazla olan bizim gibi ülkelerde nüfus
fırsat penceresi bir şanstır ve kaçırılmaması gerekir.
Türkiye’de işsizlik yıllardır
süregelen bir sorun. Fakat bu sorunun giderek büyüdüğünü görüyoruz. Aşağıdaki
tabloda işsizliğin 1980’den beri on yıllık ortalamaları bulunuyor. 2000
yılından beri işsizliğin %10 üzerinde katılaştığı görülüyor. Detaylı bilgi için buraya
bakılabilir.
Tablo 1
Yıllar |
İşsizlik Ortalaması |
1980-1989 |
7,9 |
1990-1999 |
7,7 |
2000-2009 |
10,3 |
2010-2018 |
10.6 |
Tabi ki bu bilgilerin tamamı eski
verileri içeriyor. Peki güncelde durum nedir? Tüik’in dün açıkladığı veriler
çok çarpıcı sonuçlara işaret ediyor. Aşağıdaki grafikler aynen Tüik’ten
alınmıştır. İşsizlik oranı 2019 ekim ayından itibaren bırakın artmayı düşerken,
istihdam edilen kişi sayısı da yaklaşık 900 bin kişi azalmış. Yani hem istihdam
hem de işsizlik düşmüş. Aynı dönemde nüfus da 1 milyon 171 bin kişi artmış durumda. Kısacası
nüfus artar ve istihdam sayısı azalırken nasıl oluyor da işsizlik oranı düşüyor. Sihir
Tüik’in hesaplama yönteminde gizli.
Şekil 1
TÜİK'e göre işsiz; “referans dönemi içinde istihdam
halinde olmayan (kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiç
bir işte çalışmamış ve böyle bir iş ile bağlantısı da olmayan) kişilerden iş
aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve
2 hafta içinde işbaşı yapabilecek olanlardır. Kısacası bu koşullardan birini
dahi sağlamıyorsanız tebrikler!! işsiz sayılmıyorsunuz.
Tüik’in kendisinin hesapladığı verilerden derlenen gerçek işsizlik tablosunu aşağıda vereyim. Tabloyu derleyen Mahfi Eğilmez hocamıza teşekkür ederek tabi. Tablo 3’de 9. veri Tüik’in hesapladığı işsizlik. Gerçek işsizlik ise 10. verideki geniş işsizlik oranı. Bu konuda çok çeşitli rakamlar incelenebilir. Yorumlar yapılabilir. Fakat rakamlara boğulmak gereksiz. Tablo açık şekilde önümüzde duruyor. Daha detay bir yorum için Alaaddin Aktaş'ın bugünkü yazısına bakabilirsiniz.
Tablo 4
Türkiye’de son 20 yıldaki genç işsizlik ve işsizlik arasındaki korelasyonu yaklaşık 0,98 hesapladım. Korelasyon katsayısı 0 ise iki değişken arasında ilişki olmadığını, 1 ise tam ilişki olduğunu gösterdiğini anlıyoruz. Bu durumda işsizlik ve genç işsizliğin sebepleri aynıdır diyebiliriz. Peki işsizliğin sebebi ne? Açık şekilde yetersiz ve kalitesiz büyüme. İlk tabloda da görüldüğü üzere, son 20 yıldaki büyümemizin istihdam yaratmadığı yada yeterli olmadığı ortada. Son dönemde işsizliğin yükselmesinin temel sebebi de makro bozulmalar. Detaylı bir anlatımı Mahfi Eğilmez'in yazısında bulabilirsiniz.
Genç
işsizliğin madde kullanımı, suça bulaşma ve intihar gibi birçok sosyal yönü
var. Aynı zamanda bu kişiler ülkenin geleceği olduğu için umutsuz bir gelecek
karşımıza çıkıyor. Diğer bir sonuç ise gençlerin bir şekilde hayatını idame
ettirmesi için ebeveynlerinden destek alması gerekiyor. Bu durum ebeveynlerin
birikim yapamamasına, emekliliklerini ertelemelerine neden oluyor. Peki ya ebeveynler de işsizse?
Pandeminin etkisini tablo 3’de görüyoruz. 7 puan fırlamış geniş işsizlik oranı korkutucu. Bu tablonun işten çıkarma yasaklarını tam olarak yansıttığını söyleyemeyiz. Bir tahmin yapmak zor fakat oranın yükseleceği aşikar. İşsizlik oranının bu denli yükselmesi tabi ki çok büyük sorun. Dünyadaki tüm ülkeler bu sorunu çözmeye çalışıyor. Fakat çoğu ülkenin pandeminin başında mali ve parasal alanı vardı. Böylece kapsamlı destek paketleri uygulayabildiler. Pandemi öncesinde zaten yüksek enflasyon, patlama aşamasında kur, sınıra dayanmış kredilendirme limiti ve açıkları büyüyen bir bütçemiz vardı. İnternette geçen yılın ocak ayı haberlerine bir göz atsak durum anlaşılır sanırım.
Sonuç
olarak, işsizlik rakamlarında geniş işsizlik oranını baz almak daha doğru olur ve bu rakam %26,9'dur. Keşke Tüik bunu ilan etse ya da hesaplama yöntemini koşullara uyarlasa. Zira
toplumda neredeyse kimse Tüik verilerine güvenmez hale geldi. Sorunları açıkça
tartışmalı ve çözüm bulmaya çalışmalıyız. Unutmayalım doğru teşhis konmadan
hasta tedavi olamaz. Hele hastalığı kabul etmeyerek asla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder