Ne kadar uzun bir zaman oldu burada bir şey paylaşmayalı. Pandemi ile başlayan online eğitim sonucu çok yorucu doktora dersleri, sonrasında yeterlik sınavı ve ingilizce'ye yoğunlaşma derken zaman akıp gitti. Nihayet bugün yazma fırsatım oldu. Sanırım artık daha sık yazabileceğim.
WhatsApp'ın yeni kullanıcı sözleşmesi ülkeyi bir anda büyük bir tartışmanın içine soktu. Sözleşmeyi okuduktan sonra dayatılan şeyler beni ürküttü açıkçası. Konuyla ilgili detaylı bir paylaşımı buraya bırakıyorum. Sonrasında o sinirle tüm sosyal medya hesaplarımı doğradım :). Dün Facebook ve Whatsap'ı bugünde ve İnstagram'ı ve Twitter'ı kapatıp uygulamalarını sildim. Nasıl mı hissettim? En son sigarayı bıraktığımda böyle hissetmiştim. Sanki damarlarım twit-twit diye bağırdı, İçimden bir ses bir fotoğraftan bir şey olmaz falan dedi. Sonra dayanamayıp Twitter'ı geri açtım sonra da Instagram'ı :). Fakat Facebook ve WhatsApp konusunda kararlıyım artık kullanmayacağım.
Günümüzde ülkeler, şirketler ve daha bir çok mekanizma veri toplama peşindeler. Bu işe milyarlarca dolar yatırıyorlar. Bu veriler işlenecek analiz edilecek sonra da ticarileşecek. Böylece size en uygun ürün siz zahmet etmeden size sunulacak, zevkinize uygun ürün anında karşınıza çıkacak... Dünya görüşünüze en uygun parti ya da adayın videoları, kampanyaları ve reklamları önünüze serilecek. Çocuğunuz mu oldu bez önerileri gelecek. Akıllı saatinizde nabız sayınızın düştüğü mü tespit edildi hastane sizi hemen muayeneye çağıracak. Tehlikede misiniz? Güvenlik güçleri derhal imdadınıza yetişecek. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Tabi ki bunlar son derece naif ve iyi niyetli hayaller.
Madalyonun öbür yüzünde ise şunlar var. Sizin ihtiyacınız olmayan ürünler tüm mecralarda gözünüze sokulacak. Sanki o ürünün olmaması çok büyük eksiklik mesajı verilecek. Mesela mı? Her eve lazım olan süpürge ve mop makineler. Hani yerde dolanıp evimizi temizleyen sevimli aletler. Ürünün işlevsel olduğu doğru. Fakat pazarlama tekniği harika gerçekten. Dahası siyasi tercihleriniz manipüle edilecek. Bunun en somut örneklerinden birinin 2016 ABD seçimlerinde yaşandığı öne sürülüyor. Şöyle ki, siyahi vatandaşların genelde oy verdiği demokrat parti adayı Hillary Clinton'un güya siyahi insanlara hakaret ettiği haberi bu insanların sosyal medya hesaplarına düşmüş. Kıl payı kaybedilen seçimin manipüle edildiği uzun zaman konuşuldu. Bu örnek doğru ya da değil önemi yok. Önemli olan bu örneğin oldukça gerçekçi olduğu. Aynı Youtube videosunu izleyen iki kişiye farklı reklamlar çıkması oldukça ilginç fakat karşılaşılan bir durum. Artık şunu kesinlikle anladık. Kullandığınız ürün ücretsizse aslında ürün sizsiniz. Ücretli olması ise güvenli olduğu anlamına gelmiyor. Kısacası Şeref Oğuz'unda dediği gibi müşteri VERİNİMETTİR.
Tüm bunları düşününce aklıma şu geldi. Facebook WhatsApp'ı 2014'te 19 milyar dolara satın almıştı. Satın almadan sonra yapılan milyarlarca dolarlık yatırımı da göz önüne alalım. Bu ürün hiç bir zaman ücretli olmadığına göre bu insanlar neden bu kadar yatırım yaptı? Aslında cevap basit. İlerleyen dönemde büyük veri toplayan firmaların (Apple, Google, Facebook vs) topyekün birleşmesi gündeme gelebilir. Nitekim daha yakın zamanda Instagram, Facebook ve WhatsApp ayrı şirketlerdi. İşte o zaman derdimize yanma vaktidir. Bundan 10 yıl önce ne yaptığımı ya da ne hissettiğimi ben bile unuturken unutmayan bir algoritma. Evlerden ırak!!!
Amaan banane canım. Ben sade bir vatandaşım sen de öyle :). Evet biz sade bir vatandaşız. Gizlimiz saklımızda yok. Hepimiz birer bedava veri işçisiyiz. Biz gereken özeni göstersek de asıl özeni göstermesi gereken devletimiz olduğu aşikar. Neyse sonuç olarak; biz yine de olur olmadık her şeyi sosyal medya da paylaşmayalım en iyisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder