Bizim Mehmet Bey'in bir fabrikası vardı İstanbul'da. Yerli yabancı her görenin imrendiği ödül üstüne ödül alan bir tesis. Yeride Yeşilköyde idi. Defalarca en iyi fabrika sıralamasında ilk 3'e girdi. Gazeteler çarşaf çarşaf bu haberleri yazdı yıllarca. Denizin dibindeydi fabrika. Ürünü denizle mi göndereceksiniz hemen yanaştırın gemiyi. İçine metro gider hatta başucundan demiryolu geçerdi. En işlek yolların göbeğinde pırıl pırıl bir fabrika. Kapasite bakımından dünyanın en iyi fabrikaları ile yarışırdı. Son moda mobilyaları, en kaliteli üretim bantları, gıcır gıcır makine ve cihazları ile eşsizdi gerçekten
Mehmet Bey birgün fabrikayı büyütmek istedi. Yandaki boş araziye yeni bir imalathane kuracak kapasiteyi daha da artıracaktı. Nede olsa dünyanın en iyi 3. fabrikasına sahipti. Fabrika müdürü ve birkaç arkadaşı, fabrikayı büyütmek yerine yepyeni bir fabrika kurmanın daha iyi olacağını dillendirdiler. Sonra bu iş ciddiye dönüştü.
Kuş uçmaz kervan geçmez, metro gitmez tren ulaşmaz, önünden yol dahi geçmez bir yerde arsa alındı. Fabrikayı yapma işini müdürün arkadaşları üstlendi. Üstelik bedava yapacaklardı. Parça başı kira ile anlaşıldı. Yapan arkadaşlar zarar etmesin diye birde parça sayısı garanti edildi. Başta herşey toz pembe idi. Mehmet Bey dünyanın en büyük fabrikasına sahip olacak üretim kapasitesini acayip artıracaktı. Ve cebinden beş kuruş çıkmayacaktı.
Müdürün arkadaşları fabrikanın tamamını hemen teslim edemeyeceklerini söylediler. İlk olarak yol açılacaktı. Üstelik arazi bataklık olduğu için önce ıslah edilmesi gerekiyordu. Sonra bir bölümü açılacak diğer kısımlar zamanla yapılacaktı. Tamam dedi Mehmet Bey. İnanmıştı bir kere projeye. Sonra müteahhitler paralarının bittiğini, para bulamazlarsa inşaatın devam edemeyeceğini söyledi. Şaşırdı Mehmet Bey ama müdürün gazı ve rezil olma güdüsüyle yardım etmeye karar verdi. Önce ortağı olduğu bankadan kredi verilmesini sağladı. Sonra bu para yetmeyince yurt dışından kredi alınması için kefil oldu.
Nihayet para bulunmuştu. Alel acele ilk kısım tamamlandı ve açıldı. Yeni fabrika cillop gibi ve devasa büyüktü. İlk baslarda ferah gelen bu durum zamanla can sıkmaya başladı. Görüntü güzel olsa hoşa gitse de müşteriler memnun değildi. Öyle ki ürünler bir banttan diğerine çok geç ulaşıyor aşırı zaman ve elektrik enerjisi kaybı oluyor maliyetler artıyordu.Yeni fabrikaya ulaşım zordu. İşçilerin ve ürünlerin taşınması ek maliyet demekti. Parça başı kira maliyeti de yükselince Atlas bey mal almayı bırakan ilk müşteri olmuştu. Hatta çoğu müşteri Mehmet Bey'in fabrikasından çok daha küçük olan Sabiha Hanım'ın fabrikasını tercih etmeye başlamıştı. Ürünleri biraz pahalı bile olsa en azından ulaşımı daha kolaydı. Ve daha ucuza mal oluyordu.
Eski fabrikanın taşınması tamamlanınca Mehmet Bey derin bir şok yaşamıştı. Eski fabrikadaki tüm makina ve cihazlar eskiciye verilirken, fabrika binaları ve üretim bantlaları da yıkılmıştı. Yerine süs havuzu, kamelya yapılmış aralara çiçek dikilmiş bir nevi hobi bahçesi yapılmıştı.
Fabrika yapılırken, eski fabrikaya yapılacak ek imalathane kadar borç verilmiş, 4 ek imalathane parasına da kefil olunmuştu. Belki fabrika yapılırken para harcanmamıştı fakat 5 imalathane degeri yükümlülüğe girilmişti. Bunun yanında bir de parça başı garantisi can sıkıcı durumdaydı. İzmir ve Ankara'da ki imalathanelerdeki üretimin bir bölümü buraya aktarılmıştı. Üstelik dünyanın en iyi 3. fabrikasının yerinde börtü böcek, çiçek ve çimen vardı artık.
Bir ek imalathane yapıp Ankara ve İzmir fabrikalarında bir miktar kapasite artışı yaparak 1 liraya maledilecek işi 5 lira borca kefil olarak başkasına yaptıran Mehmet bey eski fabrikadaki eşyaları da eskiciye üç kuruşa satmış şekilde buldu kendini. Artık yapacak birşey yoktu. Müteahhitlerin batmaması için daha çok çalışacak daha çok kira verecekti. Yoksa kefil olduğu borçları kendi ödemek zorunda kalırdı.
Fabrika müdürüne nedir bu durum diye fırça çekmeye kalkınca efendim biz size bu konuyu defalarca anlattık hepsinde de onay verdiniz. Tüm evrakları imzaladınız izniniz dışında hiçbir şey yapmadık cevabını alır.
Ne dersiniz siz olsanız Mehmet Bey'in bu fabrika yatırımını yapar mısınız? Yoksa çoktan yaptınız mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder