7 Kasım 2019 Perşembe

Üç Büyük Rezil

Ülkemizde bir futbol kulübünün taraftarı olan kişiler genelde fanatiktir. Takımının aleyhine bariz penaltıya bile itiraz ederler ama iş kendi takımı lehine olunca olmayan faulü dahi savunurlar. Bu insanlar genelde aynı körlükte siyasi bir partiyi destekler.

Galatasaray 20 yıldır aldığı UEFA kupasıyla övünüyor. Yok süper kupa almışta yok na mağlup kupa almışta. Daha öncesi kupa 1 de yarı final oynamışta işte kaç kez şampiyonlar liginde başarı göstermişte vs vs vs. En erkeni 6 yıl öncesine ait galibiyetler zaferler düşmüyor dillerden. Elbetteki bu başarılar yaşandı. Ama artık yaşanmıyor ve yasanma ihtimali de pek görünmüyor. Ligde şampiyon oluyorsun fakat büyük maç kazanamıyorsun. Aldığın başarı iç saha galibiyetleri sayesinde. O da taraftar baskısıyla.

Fenerbahçe için durum daha kötü tabi. Rakibiyle 20 yıllik kupayı kutladığı için dalga gecerken kendisi 17 yıllık bir galibiyeti kutluyor. Dünkü tarih 6 Kasım. Malum 6-0 FB-GS derbisinin 17. yılı. Twitler trend topicler videolar aman ne büyük kutlama. Tabi bir Fenerbahçeli için Galatasaray'ı 6-0 yenmenin verdiği keyfi başka ne verir bilinmez. Ama bıktırdı be abi. 17 yıl olmuş. Fenerbahçenin son 15 yılda elle tutulur tek başarısı evinde derbi kaybetmemek. 5-6 yılda bir sampiyon olup arada bir derbi kazanarak bu gemi yürümez ki. 15 yıl onceki Fenerbahçe ne konuşuyordu şimdi ne konuşuyor. Fenerbahçe icin neyseki basketbol var diyorduk orda da iki yıldır işler iyi gitmiyor. 

Beşiktaş için ise çok daha kötü bu durum. Kırk yılın başında düzgün bir kadro kurup başına da düzgün hoca getirince 2 yıl işler düzgün gitti gibi. Tabi Türkler'in yönettiği her oluşumda olduğu gibi işler düzgün gidince birbirine girdiler. Önce takım dağıldı sonra hoca gitti. İşte tüm Beşiktaş camiasının ağzında o iki yıllık tat var. Son 20 yılı o iki yıl gibi zannediyorlar. Hocam 25 yılda 4 kez şampiyon olmuşsun. Avrupa'da tek başarın o iki yıllık pırıltılı donemde gelmiş. O takım o hoca o yönetim gitmiş. Sen hala gruptan lider çıktık diye övünüyorsun.

3 güya büyük kulüp. Şu rezaletlere bakın. Şampiyonlar ligi grup aşamasında biri hiç gol atmamış, diğeri hiç puan alamamış, öbürü dillere destan bir fark yemiş. Hepsi diğerinin rezilliği ile alay ederken oklar kendisine dönünce hemen geçmişteki kısa süreli pırıltıdan bahsedip içini rahatlatıyor. Oyuncu yetistirme, mali durumu duzeltme, oyun kalitesini artırma, tesis altyapı iyileştirme vs vs hiç bir başarı yok. Tesadüfen şampiyon olup şampiyonlar ligine giden ve hiç bir başarı göstermeyip geri gelen takımlarsınız. 2. Grup kulüplerin katıldığı UEFA'da bile başarı yok.

Acaba yaptığımız kısır tartışmanın sadece hangimiz daha rezil kulübüz tartışmasından ibaret olduğunu ne zaman anlayacağız? Bir sistem oluşturmaksızın yaşanan saman alevi başarılar ile yıllarca övünmenin ne kadar küçük düşürücü olduğunu ne zaman fark edeceğiz?
Tabiki hiç bir zaman. Kendi takımının yanlışlarını görüp düzeltmek yerine rakibine çamur atarak, kendi kalitesini artırmak yerine rakibini bulunduğu yere çekerek, en olmadı hakemlere saldırarak daha olmadı illegal işlere saparak tatmin olmak daha kolay çünkü. Ya bi dakika. Bu durum size çok tanıdık gelmedi mi? Bugünün siyasi ortamıyla aşırı benzemiyor mu? Yoksa sorun partilerde ya da kulüplerde değilde seçmen ve taraftarda mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder